EL-AYAK-AĞIZ HASTALIĞI
26 Eylül 2017

elayakağıziçerik.jpg


EL-AYAK-AĞIZ HASTALIĞI NEDİR?

El-Ayak-Ağız Hastalığı çocukluk çağının, daha çok cildi ve ağzı tutan, viral döküntülü(çocuk çağı döküntülü hastalığı) bir hastalıktır. Kaynağı bir virüs, virüslerin de küçük olanlarından yani mikroskop altında görülmesi daha zor olan virüslerdir. Virüsün kaynağı insanlar, daha çok çocuklardır. En sık yaz ve sonbahar aylarında görülmektedir. Yaz aylarında sık görülmesinin sebebi ise havuzlardır.

 Havuzlarda çocuklar çok fazla bir araya gelmektedir ve bir araya geldikleri zaman hastalığı birbirlerine bulaştırma olasılıkları artmaktadır. Mikrobun kuluçka evresi 3 ila 5 gün arasındadır ve hastalığın 7 ila 10 gün kadar süren bir seyri vardır. Ancak, çocuk iyileştikten sonra, iyileşmiş olmasına rağmen mikrobu dışkı ile yaklaşık 10 ila 11 haftaya kadar vücut dışına atabilmektedir. Bu durum diğer çocukların mikrobu kapması için kaynak oluşturabilmektedir.  Yaz aylarında havuz kaynaklı olan bu hastalık, sonbahar aylarında ise okulların ve kreşlerin açılması ile karşımıza gelen bir tür viral hastalık tablosudur. Toplumda çok bilinmeyen bu hastalığın tipik bir seyri vardır. Ağız içinde yaralar oluşmasına, özellikle el ayalarında ve ayak tabanlarında kırmızı, bazen de kaşıntılı, kızarıklık üzerine baskı yapıldığında kısa bir süre için solan ve baskı sonrasında tekrar görülen döküntülerdir. Basmakla solan döküntü dediğimiz bu durum meningokoksemi gibi daha tehlikeli bakteri kökenli hastalıklardan, el-ayak-ağız hastalığını ayırt etmemiz açısından önemli bir bulgudur.

TEDAVİ SÜRECİ NASIL BELİRLENİR?

El-Ayak-Ağız Hastalığı kendini sınırlayan, sadece destek tedavisiyle kontrol altına alınan bir hastalıktır. Destek tedavisinde, ateş yükselmesine ateş düşürücü ilaç uygulaması, kaşıntı var ise soğuk kompres uygulaması yapılmaktadır. Kaşıntı durumunu, ateşi istediğimiz gibi kontrol altına alabilmişsek, antihistamin dediğimiz kaşıntı giderici ilaçlarla kontrol altına alabilmekteyiz. Bu hastalık ağzı tutan bir hastalık olduğundan çocuklarda ağızdan beslenmeyi etkileyebilmektedir ve bu durum“dehidrasyon” ,halk arasında bilinen adıyla kuruma yani vücudun susuz kalmasına sebep olmaktadır. Çocuk beslenemediği ve su tüketemediği için su kaybı oluşur. Bu aşamada hastayı hastane koşullarında tedaviye alarak serumla destek tedavi uygulaması yapmaktayız.

BAŞKA HASTALIKLARLA KARIŞTIRILMAMALIDIR

El-Ayak-Ağız Hastalığı en çok elleri ve ağzı tutuyor. Ayaklarda görülme oranı daha düşüktür. Bazen tek başına ağız içerisinde yaralar oluşturarak, ağzın sadece ön kısmını – diş etlerinin olduğu alanı –tutmaktadır. Bazen bademciklerin olduğu geri tarafıda tutabilmektedir. Ağız içerisinde arka tarafı tuttuğunda bademcik iltihabı hastalığıyla karıştırılabilmektedir ve yanlışlıkla bakterilere karşı olan antibakteriyel antibiyotikler verilebilir. Ama bu antibiyotiklerin hastalık seyrine olumlu bir katkısı olmaz. Bakteriyel hastalıklarda kullanılan antibiyotiklerin El-Ayak-Ağız Hastalığında kullanılmaması gerekmektedir. Bu hastalıklarda virüslere karşı o virüsleri yenebilen, öldürebilen antibiyotikler mevcuttur. Antiviral antibiyotikler dediğimiz antibiyotik grubu kullanılması gerekmektedir. Hastalığın çok ağır seyiretmesi durumda Asiklovir dediğimiz antiviral antibiyotik adlı ilacı kullanmaktayız.

DOKTOR KONTROLÜ ve TEŞHİSİN ÖNEMİ

El –Ayak-Ağız Hastalığını klinik bulgularla tanımlayabilmekteyiz. Ancak hastalığın seyir evresinde arada dediğimiz(sadece ağız içinde yaralar) olan vakalarda doğrulayıcı testlerin mutlaka yapılması gerekmektedir. Bu durumlarda İl Sağlık Müdürlüğü aracılığıyla Hıfzıssıhha Müdürlüğünden konfirmasyon (doğrulayıcı testler) yardımı alabiliyoruz. Bu sayede doğru teşhisle doğru tedavi uygulamasını gerçekleştirmiş oluyoruz.

LÜTFEN DİKKAT!

Doktor kontrolü dışında bilinçsizce verilecek yanlış antibiyotik kullanımının tedavi sürecine hiçbir faydası olmayacaktır.

VİRÜSÜN SALGIN HASTALIK OLMA OLASILIĞI MEVCUT

Hastalığın bulaşma oranı çok yüksek, neredeyse suçiçeği hastalığı ile aynı oranda olduğunu söyleyebiliriz. Bu virüs koksaki virüsü olduğunda 3 ila 5 gün arasındadır, entero virüs olduğunda kuluçka evresi 1 güne kadar kısalabilmektedir. Sonrasında virüsü kapan çocuk en fazla 10 gün gibi bir zaman diliminde bu hastalığı tedavi yoluyla atlatmaktadır. Ancak iyileşmiş olan çocuğun bu virüsü vücudundan dışkı yoluyla atma evresi 10 hatta 11 haftaya kadar uzamaktadır. Bu süreç içerisinde dikkat edilmeyen el hijyeni virüsün başka bir çocuğa bulaşma riskini artırmaktadır. Tuvalet kullanımı sonrasında ellerin mutlaka çok iyi bir şekilde yıkanması gerekmektedir. Kreş ortamlarında bu hijyeni sağlamak, çocuklarımız gözetim altında olduğu için çok daha kolaydır. Ancak ilkokul çağında olan çocukların , hijyene dikkat etmesi daha zor olabilir. Ayrıca Lezyonlar,  ağız içinde su kabarcıkları şeklinde olduğu için ağız içinde yara haline gelebilmekte, bu sebeple hava ile damlacık yani tükürük yolu ile başka bir çocuğa bulaşabilmektedir.

Çocuklarımızı el hijyeni konusunda daha bilinçli hale getirmek, ağız yoluyla tüketilen besinlerin ve maddelerin paylaşımını önlemek, alınabilinecek önemli tedbirler olabilir.

HASTALIĞIN BELİRTİLERİ

Ateş, özellikle el ayasında ve ağız içinde kırmızı döküntü ve kaşıntı en belirgin olan semptomlardır. Aynı zamanda mide-bağırsak sistemini de tutan bir hastalık olduğu için hastalığın başlangıcında ishal ve kusma görülebilmektedir.  İshal ve kusma tek başına gözlemlendiğinde bu belirtilerin diğer hastalıklarla karıştırılmamalıdır. Yani kusan ve ishal olan bir çocuğun ebeveyni, El-Ayak-Ağız Hastalığı korkusunu yaşamamalıdır.

EL-AYAK-AĞIZ HASTALIĞININ YABANCI UYRUKLU ÇOCUKLARDAN OLMA OLASILIĞI

El-Ayak-Ağız Hastalığı Ülkemizde de görülen, ancak çok bilinmeyen bir hastalıktır. Bu virüsün kapılması, diğer viral hastalıklarda olduğu gibi bağışıklık sisteminin güçlü olmamasına dayalı. El-Ayak-Ağız Hastalığına sebep olan virüs aslında hayvanlarda görülen ve hayvanların ağız ve ayaklarını tutan ŞAP Hastalığı dediğimiz hastalıkla benzer özellikler taşımaktadır. Aynı virüs olup olmadığı kesin bilinmemekle beraber benzer özellikler taşımasından dolayı insanın aklına gelen ihtimaller arasında, hayvanlardan bulaş olasılığıdır. Kuş gribinde olduğu gibi,  Grip virüsünün mutasyona uğrayıp insana bulaşması olasılığı olabilir. Ama bilinen gerçek, virüs rezervuarının insan olmasıdır. Hayvandan bulaşma olasılığı çok düşük bir ihtimaldir. Yabancı uyruklu çocukların bağışıklık sistemi daha zayıftır ve yaşam şartları kötüdür. Bu nedenle El-Ayak-Ağız Hastalığının onlarda görülme oranı bizim çocuklarımızda görülme oranından fazla olabilir. Hastalık Türkiye’de, Suriye ve Irak savaşlarından önce de görülmekteydi. Sıklığının artmasının yabancı uyruklu çocuklardandır sonucuna varmak abartılı olacaktır.

“Ülkemizde de görülen ancak çok bilinmeyen bir hastalık gurubudur” olarak bilmeliyiz.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ

Bağışıklık sistemi eksiklikleri aslında çok ciddi olan kalıtsal hastalıklardır. Bağışıklık sistemi eksikliğinde, örneğin Antikor eksiklikleri olan hastalarda virüs kronikleşebiliyor. Kronikleşen virüs bir beyin iltihaplanması veya beyin zarı iltihaplanmasına yani daha ciddi hastalık durumlarına yol açabiliyor.

Bağışıklık sistemi güçlü olan hastalarda genel olarak;

Çocuğun dengeli beslenmesi, yeterli vitaminleri alması, hazır ürünleri çok fazla tüketmemesi (katkı maddeleri bağışıklık sistemini kötü yönde etkileyebiliyor),kırmızı et tüketiminin sağlanması, yumurta ve süt tüketiminin sağlanması ki bu grup,B12 vitaminini tamamlayan ve B12 vitaminin eksikliğinin önüne geçen gıdalardır. B12 vitamini bağışıklık sistemi açısından da çok önemlidir. Çocukların sigarasız ortamda büyümesi.  Pasif içiciliğin Bağışıklık Sistemini olumsuz yönde etkilediğini unutmamak gerekir. Sigara içilen bir ortamda bulunan çocuğun Bağışıklık Sistemini olumsuz yönde etkilemesiyle üst solunum yolu enfeksiyonlarına sık yakalanması sonucu gibi, hem mide-bağırsak sistemini tutan virüslerin hem El-Ayak-Ağız Hastalığına sebep olan virüslerinde önünü açmaktadır.

ÇOCUKLARINIZIN YANINDA VEYA BİLİNENİN AKSİNE DIŞARIDA ONLARDAN ÇOK UZAKTA SIGARA İÇEREK ONLARI PASİF İÇİCİ YAPAR. ÇOCUKLUK ÇAĞINDA VEYA İLERİ YAŞLARDA AKCİĞER KANSERİ GİBİ ÇOK DAHA CİDDİ RAHATSIZLIKLAR YAŞAMALARINA SEBEP OLMAYIN…

Kış aylarını seven, soğuk ortamda kolay bir şekilde yayılabilen, Kreş-Anaokulu-Okul  gibi alanlarda bulunan çocuklarda kolay bir şekilde üreyebilen diğer virüsler ve bilmemiz gerekenler için bizi takip etmeye devam edin..