DÜNYA GLOKOM HAFTASI
Sinsi bir hastalık olan glokom (göz tansiyonu) hakkında farkındalık yaratmak için her yıl 12 Mart’ta ‘Dünya Glokom Günü’ kutlanmakta olup 12 Mart haftası ‘Dünya Glokom Haftası’ olarak anılmaktadır. Glokom, kalıcı görme kaybına neden olan ve halk arasında Göz Tansiyonu olarak bilinen, sinsi-ilerleyeci bir hastalıktır. Kırk yaş üzerindeki her 40 kişiden 1′inde görülebilmekte ve hastalığın ortaya çıktığı 10 kişiden 1′inde körlüğe neden olabilmektedir. Dünya Glokom Haftası nedeniyle Bolu İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Dr. Öğr. Üyesi Abdulgani KAYMAZ Glokom Hastalığı hakkında en sık sorulan sorulara cevap verdi.
Glokom nedir?
Glokom; halk dilinde göz tansiyonu olarak bilinen ve önlenebilen körlüğün en yaygın sebeplerinden biridir. Sağlıklı bireylerde hümör aköz adlı göz sıvısı, sürekli olarak üretilerek gözün ön kısmının beslenmesine katkı sağlamaktadır. Bu sıvı sürekli olarak hem üretilmekte hem de gözün ön kısmından uzaklaştırılmaktadır. Bu döngü, aynı zamanda göz içi basıncının da dengelenmesini sağlamaktadır. Bu döngüde meydana gelen bozukluklar glokomun başlıca sebeplerindendir.
Kimlerde görülür?
Toplumda en fazla görülen glokom çeşidi, primer açık açılı glokomdur. Bu hastalarda göz tansiyonu yükselmesi, genellikle kırklı yaşlardan itibaren başlayıp altmışlı yaşlarda hız kazanmaktadır. 60 yaş üstü bireylerde glokom görülme ihtimali %2 civarındadır. Çocuklarda da bu hastalık bazen görülebilmekte ve doğumdan sonra ortaya çıkabilmektedir. Oldukça sık görülen bir hastalık olması hiç belirti vermemesi, ancak göz doktoru muayenesi ile erken tanı konulabilmesi nedeni ile çok ciddi bir toplum sağlığı problemidir.
Belirtileri nelerdir?
Hastaların büyük bir bölümünde herhangi bir belirti görülmez. Erken dönemde bazı hastalarda sabahları belirginleşen baş ağrıları, zaman zaman bulanık görme, geceleri ışıkların etrafında ışıklı halkalar görülmesi, televizyon izlerken göz etrafında ağrı, vb. belirtiler ile ortaya çıkabilmektedir.
Göz tansiyonu (glokom), birçok hasta tarafından, ancak, ileri dönemde ve belirgin görme kaybı ortaya çıktığında fark edilir. Aile bireylerinde bulunan glokom hastalığı, ilerleyen yaşlarda görülen şeker hastalığı, miyopi, uzun süreli kortizon tedavisi, göz yaralanmaları ve migren glokom riskini artırır. Özellikle kardeşlerde glokomun bulunması, hastalık açısından riski dört kat arttırmaktadır.
Göz tansiyonunun tedavisi nasıldır?
Göz tansiyonu sadece bu amaçla üretilen ilaçlar, lazerler veya ameliyatla düşürülür. Hastaya düşen tedavisine iyi uyması, ilaçlarını aksatmamasıdır. Sinsi seyirli bir hastalık olduğundan, yakınlarında glokom bulunan kişilerin belli aralıklarla göz muayenelerine gelmelerini tavsiye ediyoruz.
Göz tansiyonu için topluma önerileriniz nelerdir?
Göz tansiyonunun göze olan zararını azaltmaya yönelik bazı sağlıklı yaşam önerilerinde bulunabiliriz. Bu öneriler ilaç tedavilerinin yerini tutmaya yönelik değil onları desteklemeye yönelik yaklaşımlardır. Özellikle damar sertliğine neden olan sigara, hipertansiyon ve yüksek kan kolesterolü görme sinirinin göz tansiyonu hasarına olan direncini düşürür. Sigara bırakılmalı, hipertansiyon ve kan kolesterolü düzenli aralıklarla takip ettirilmeli. Bununla birlikte, düzenli yapılan egzersizlerin göz tansiyonunu azalttığı bilinmektedir. Sağlıklı beslenme, bol meyve ve sebze yemek de önemlidir. Vitamin A, C ve E antioksidan özellikleri sayesinde faydalı olmaktadır. Ayrıca omega-3 ve omega-6’dan zengin gıdalar, göz sağlığı açısından oldukça faydalıdır. Bu bilgiler ışığında, deniz ürünleri, badem, ceviz, kabak çekirdiği, kayısı, havuç, yeşil yapraklı marul gibi çiğ yenen sebzeler, portakal, gojiberi ve yeşil çay önerilen gıdalar arasındadır.